Ozon ve Diyabet
Şeker hastalığı, pankreastan yetersiz düzeyde insülin hormonu salgılanması ya da hücrelerin insülin hormonuna karşı gösterdiği direnç sonucu ortaya çıkar.
İnsülin hormonu, hücrelerin en önemli yakıtı olan kandaki şekerin hücre içine girip hücrenin yaşamsal fonksiyonları için kullanılmasından sorumludur. Şeker hastalığında insulin yeterli düzeyde salgılanmadığından ya da hücreler insülin hormonu uyarısına cevap vermediğinden, şeker hücre içerisine giremez ve kanda aşırı düzeyde artar. Şeker hücre içine girip enerji kaynağı olarak kullanılamadığında vücut enerji kaynağı olarak yağ dokusunu yıkmaya başlar. Bu mekanizma sonucu vücuda zararlı yan ürünler oluşur. Hücre içerisine giremeyen dolaşımdaki aşırı şeker, dolaşım sistemi başta olmak üzere vücuttaki tüm sistemlere zarar verir. İleri düzeydeki vakalarda hücre ölümlerine bağlı gangren oluşumu, göz damarlarındaki hasara bağlı körlük, böbrek yetmezliği, kalp hastalıkları, beyin hasarı ve sinir hasarı meydana gelir.
Bunun dışında vücutta asidik ortamı arttırdığı için dokuların ve organların erken yaşlanmasına neden olur. Asiditesi artan vücudumuz asiditeyi azaltmak amacıyla oksijeni ve kalsiyumu kullanır. Oksijeni soluyarak vücudumuza alırız, ancak kalsiyum için vücudumuz kemiklere başvurur ve vücudumuzda kemik yıkılımı artar. Sonucunda vücudumuzda kemik erimesi oluşur.
İşte ozon tedavisi sonucu vücudumuza giren ozon-oksijen karışımı, öncelikle damarları genişleterek kan dolaşımını arttırır ve vücudumuza asidik ortamı azaltarak tüm bu oluşan kötü durumları ortadan kaldırır. Bunun dışında ozon bağışıklık sistemini aktive ettiğinden vücut direncini arttırır. Antioksidan sistemi aktive ettiğinden serbest oksijen radikallerin vücudumuza verdiği zararları önler.
Şeker hastalığı sonucu oluşan, ayak ve el yaraları ozon tedavisinin etkisiyle kan dolaşımı arttığı için hızla iyileşmektedir.
Şeker hastalığı olanlarda doku beslenmesi bozulur, ozon bozulan doku beslenmesini düzeltir. Ozonla birlikte kanın dokulara ulaştırdığı oksijen miktarı en üst düzeyde artar. Ozonun etkisiyle vücudumuzda tüm organların kanlanması ve oksijenlenmesi artacağı için başta böbrek, göz ve sinirler gibi hasarlanmış organlar hızla iyileşmeye başlarlar.
Ozon tedavisinin ardından hücrelerde insülin direnci düşer, insülin direnci düşünce şekerin vücutta enerji üretiminde kullanılması da artar, kan şekeri daha kolay bir şekilde düşmeye başlar. Kan şekeri düzenli hale gelebileceği için bazı hastalarımızda kullanılan insülin dozlarını da düşürerek yeniden düzenlemek gerekebilir. Tedaviye başladıktan ilk seanstan sonra dolaşımın düzeldiği hasta hemen fark eder.