İyot Tedavisi

Günümüzde İyot eksikliği birçok insanda görülen bir problemdir. Genelde İyot eksikliğinde ilk akla gelen tiroid Devamı

Andulasyon Terapi

Andulasyon terapi vücutta titreşim yaratan dalgaları kızılötesi ışınlarının ısısıyla birleştiren bütüncül tıp yöntemidir. Andulasyon tedavisi Devamı

Yüz Mezoterapi

Yüz mezoterapisinde cildi yenileyen hyaluronik asit antioksidanlar vitaminler mineraller ve amino asitler cilt altına minik Devamı

Apiterapi

Apiterapi iltihaplanmaları azaltmaya ve vücudun bağışıklık sistemini geliştirmeye yardımcı olan bir GETAT tedavisidir. Bal ve Devamı

GAPS Diyeti

GAPS Diyeti'nin altı aşamadan oluşan Giriş Diyeti'nin birinci ve ikinci aşamasıyla bağırsak duvarındaki hasar iyileştirildiğinden Devamı

Nöralterapi

Nöral terapide enjeksiyon yöntemiyle otonom sinir sistemi uyarılıp vücudun kendini iyileştirme fonksiyonu devreye sokulur. Nöral Devamı

  • Bir seans 15 dakikadan az olmamak üzere ortalama 20-25 dakikadır. Bazı durumlarda 1 saate kadar uzatılabilir. Seans sıklığı, hastalığa göre her gün, haftada 2-3 kez ya da haftalık ve aylık periyotlarla olmak üzere değişir.

    Bazı durumlarda ise, her sene belli dönemlerde bir kaç seans tedavi uygulamak gerekebilir.

  • Ozon tedavisi yıllardan beri güvenle kullanılmaktadır.

    1980 yılında, "Almanya Ozon Terapi Tıbbi Cemiyeti"', 644 Ozonterapist ile, 384.775 hasta üzerinde, toplam 5.579.238 ozon uygulamasını değerlendirilmiş ve Komplikasyon oranı % 0.000007 olduğu tespit edildi. Böylece Ozon Terapi en güvenli tıbbi uygulama kabul edildi.

    Ozonun bizzat kendisi kokusu ile koruma sağlar yani aşırı olduğunda kendine has kokusu ile tedbir almamıza olanak sağlar. Modern cihazlar mikrogram bazında tedavi edici ozonun elde edilmesine olanak vererek deneyimli ellerde hataya yer bırakmayacak bir tedavi güvenliği sağlar.

    Doğal bir uyarı olarak ozonun koklanmaması, solunmaması gerekir, akciğerler için irritandır.

  • Ozon tedavisi geniş bir spekturuma sahiptir. İşte ozonun kullanıldığı hastalıklar...

    • Ağrı tedavisinde.
    • İyileşmeyen yaralarda (Yatak yaraların , bacakta dolaşım bozukluğuna bağlı yaralarda, şeker hastalığına bağlı yaralarda , yanıklarda).
    • Kanser tedavisinde ve önlenmesinde.
    • Cinsel fonksiyonların düzenlenmesinde.
    • Kronik yorgunlukta.
    • Yaşlanmanın geciktirilmesi (anti-Aging).
    • Fibromiyalji (Vücudun değişik bölgelerindeki gezen ağrılar).
    • Stresle mücadelede.
    • Boyun ve bel fıtıklarında.
    • Şeker hastalığının düzenlenmesinde.
    • Yağların (Kolesterol ) düzenlenmesinde.
    • Kalp damar hastalıklarında (Dolaşın bozuklukları,Burger Hastalığı).
    • Hipertansiyon.
    • Vücuttaki zehirlerin atılması (toksinler).
    • Kas, eklem ve Romatizma hastalıklarında (Ankilozan spondilit,Romatoid Artritte, Artrolar, Eklem sıvısının azalması).
    • Gastrit ve mide ülseri.
    • Virüsten kaynaklanan hastalılarda (Hepatit,HIV).
    • Barsak hastalılarında (Ülseratif kolit ve kron hastalıkları).
    • Gözde optik sinir harabiyetlerinde.
    • Kadın hastalılarında (Organın mantar virus ve bakterileri inatçı enfeksiyonlarda).
    • Nörolojik hastalılarda (felç sonrası, bunama).
    • Deri hastalıklarında.
    • Cilt bakımı ve güzelliğinde, selulit.
    • Baş dönmesi ve kulak çınlamalarında.

  • Proloterapi; ağrı oluşturan hasarlı bölgeleri kalıcı olarak mikropsuz iltihap ile tedavi eder.

    Bu nedenle vücudumuzun bağışıklık sistemi proloterapide önemli yer tutar. Bağışıklık sistemini baskılayıcı, durdurucu ilaçlar kullanan ya da kullanmak zorunda kalan hastalar bu tedaviden fayda görmezler.

    Non-steroidal-anti enflamatuarlar mikropsuz iltihabın düşmanıdır. Proloterapi uygulamaları süresince bu ilaçların kullanılması tedavi için uygun değildir. Bu ilaçları kullanıyorsanız vücudunuz proloterapiye cevap vermez. Tedavi öncesi mutlaka bu ilaçların kullanılması bırakılır.

    Romatoid artrit gibi vücudun iltihaplı olduğu durumlarda da proloterapi tavsiye edilmez.

    Hasta dermansız veya yeterli beslenememişse ya da sigara kullanıyorsa iyileşme kapasitesi bu durumlardan etkilenecektir. Proloterapiye başlamadan önce, beslenmenizi ve genel sağlığınızı düzeltmelisiniz. Bunun en iyi yolu sigarayı bırakıp, sağlıklı bir diyete başlamaktır.

    Dr.Asuman Kaplan Algın kliniği olarak tedavide uyguladığımız maddeler bir çeşit anestezik madde olan Lidokain, Stem Cel, PRP ve bir çeşit şeker olan dekstrozdur.

    Proloterapi ile oluşan yeni dokuların şekillenmesi özel bir rehabilitasyon gerektirir. Dolayısıyla egzersiz bu tedavinin ayrılmaz parçasıdır. Hastalarımızın da unutmaması gereken önemli konulardan biri de budur.

  • Kesinlikle hayır. Plesebo, hastanın haberi olmadan, ilaç yerine ilaç görünümünde başka bir madde aldığı halde hastanın iyileşmesi durumudur.

    Aynı şey akupunktur tedavisinde, hastalığın tedavisinde kullanılmayan akupunktur noktalarının iğnelenmesi şeklinde uygulanır. Akupunkturun plesebo etkisi, ilaçların plesebo etkisi kadardır ve % 30 civarındadır. Üstelik ilaçlardaki plesebo etkinlik süre uzadıkça azalır, halbuki uygun tedavide akupunktur tedavi sayısı arttıkça akupunktur etkinliği artar.

    Plesebo etkinlik kişinin kendinin tedavi edildiğini düşünmesine bağlıdır, oysa akupunktur tedavisi hayvanlar ve hatta anestezi altındaki hayvanlar üzerinde de uygulanmakta ve olumlu sonuçlar alınmaktadır.

    Akupunktur bebek ve küçük çocuklarda da uygulanmaktadır ve bu hasta gruplarında bir plesebo etkinlik olması söz konusu olamaz.

Beden Kitle Endeksi Hesaplama

Beden Kitle Endeksiniz

Randevu Alın

Vücudunuzun da bahar temizliğine ihtiyacı olabilir

İncele

Yüz ve Boyun Mezoterapisi

İncele

Diz ve kalça ağrılarında ameliyatsız yöntemler

İncele