Ozon Tedavisi
Ozon bağışıklığı güçlendirmesi antienflamatuar etkisi ve pek çok faydasının yanında daha sıkı ve pürüzsüz bir Devamı
GAPS Diyeti
GAPS Diyeti'nin altı aşamadan oluşan Giriş Diyeti'nin birinci ve ikinci aşamasıyla bağırsak duvarındaki hasar iyileştirildiğinden Devamı
CGF Kök Hücre
CGF (Konsantre Büyüme Faktörü/+CD34) kök hücre tedavisi hastanın kendi kanı kullanılarak hasarlı dokuların iyileştirilmesi yöntemidir. Devamı
Nöralterapi
Nöral terapide enjeksiyon yöntemiyle otonom sinir sistemi uyarılıp vücudun kendini iyileştirme fonksiyonu devreye sokulur. Nöral Devamı
Hirudoterapi (Sülük Tedavisi)
Hirudoterapi yani sülük tedavisi birçok hastalığın tedavisinde kullanılmaktadır. Dolaşım problemi ve kronik ağrılar için oldukça Devamı
-
Ozon Tedavisi Kimlere Uygulanmaz?
Ozon tedavisi geniş bir spekturuma sahiptir. İşte ozonun kullanıldığı hastalıklar...
- Ağrı tedavisinde.
- İyileşmeyen yaralarda (Yatak yaraların , bacakta dolaşım bozukluğuna bağlı yaralarda, şeker hastalığına bağlı yaralarda , yanıklarda).
- Kanser tedavisinde ve önlenmesinde.
- Cinsel fonksiyonların düzenlenmesinde.
- Kronik yorgunlukta.
- Yaşlanmanın geciktirilmesi (anti-Aging).
- Fibromiyalji (Vücudun değişik bölgelerindeki gezen ağrılar).
- Stresle mücadelede.
- Boyun ve bel fıtıklarında.
- Şeker hastalığının düzenlenmesinde.
- Yağların (Kolesterol ) düzenlenmesinde.
- Kalp damar hastalıklarında (Dolaşın bozuklukları,Burger Hastalığı).
- Hipertansiyon.
- Vücuttaki zehirlerin atılması (toksinler).
- Kas, eklem ve Romatizma hastalıklarında (Ankilozan spondilit,Romatoid Artritte, Artrolar, Eklem sıvısının azalması).
- Gastrit ve mide ülseri.
- Virüsten kaynaklanan hastalılarda (Hepatit,HIV).
- Barsak hastalılarında (Ülseratif kolit ve kron hastalıkları).
- Gözde optik sinir harabiyetlerinde.
- Kadın hastalılarında (Organın mantar virus ve bakterileri inatçı enfeksiyonlarda).
- Nörolojik hastalılarda (felç sonrası, bunama).
- Deri hastalıklarında.
- Cilt bakımı ve güzelliğinde, selulit.
- Baş dönmesi ve kulak çınlamalarında.
-
Proloterapi Kimler İçin Uygulaması Uygun Değildir?
Proloterapi; ağrı oluşturan hasarlı bölgeleri kalıcı olarak mikropsuz iltihap ile tedavi eder.
Bu nedenle vücudumuzun bağışıklık sistemi proloterapide önemli yer tutar. Bağışıklık sistemini baskılayıcı, durdurucu ilaçlar kullanan ya da kullanmak zorunda kalan hastalar bu tedaviden fayda görmezler.
Non-steroidal-anti enflamatuarlar mikropsuz iltihabın düşmanıdır. Proloterapi uygulamaları süresince bu ilaçların kullanılması tedavi için uygun değildir. Bu ilaçları kullanıyorsanız vücudunuz proloterapiye cevap vermez. Tedavi öncesi mutlaka bu ilaçların kullanılması bırakılır.
Romatoid artrit gibi vücudun iltihaplı olduğu durumlarda da proloterapi tavsiye edilmez.
Hasta dermansız veya yeterli beslenememişse ya da sigara kullanıyorsa iyileşme kapasitesi bu durumlardan etkilenecektir. Proloterapiye başlamadan önce, beslenmenizi ve genel sağlığınızı düzeltmelisiniz. Bunun en iyi yolu sigarayı bırakıp, sağlıklı bir diyete başlamaktır.
Dr.Asuman Kaplan Algın kliniği olarak tedavide uyguladığımız maddeler bir çeşit anestezik madde olan Lidokain, Stem Cel, PRP ve bir çeşit şeker olan dekstrozdur.
Proloterapi ile oluşan yeni dokuların şekillenmesi özel bir rehabilitasyon gerektirir. Dolayısıyla egzersiz bu tedavinin ayrılmaz parçasıdır. Hastalarımızın da unutmaması gereken önemli konulardan biri de budur.
-
Proloterapi Hangi Hastalıklarda Kullanılır?
Proloterapi’nin tedavi skalası geniştir. Aşağıdaki hastalıkların tedavisinde kullanılabilir.
- Siyatik ağrıları(bel fıtığı)
- Migren
- Ameliyat sonrası iyileşmeyen bel ve boyun fıtıkları
- Eklem gevşeklikleri ve güç kaybı (laksite)
- Tendinit (Tendon ve ligamentlerde iyileşmeyen kronik rahatsızlıklar)
- Bursit (eklem ve tendonların kayganlığını sağlayan sıvı üreten organlarda inflamasyon)
- Artroz (eklem kireçlenmeleri, aşınma ve eskimeler)
- Avaskuler nekrozlar( kemik dokunun yetersiz kan akımı nedeniyle nekroze olması)
- Kas ve be tendonların tekrarlayan şişmeler ve ağrılar sonucu işlev yapamadıkları rahatsızlıklar
- Tekrarlayan baş ağrılar
- Tekrarlayan boyun ağrıları
- Tekrarlayan sırt ağrıları
- Tekrarlayan bel ağrıları
- Omurgalarda, göğüs kafesinde ve kaburgalarda geçmeyen kas ve ligament ağrıları
- Topuk dikeni
- Ayak bilek, el bilek burkulmaları sonrası geçmeyen ağrılar
- Koksidinia (Kuyruk sokumu ağrısı)
- Skolyoz (skolyozda bilinenin aksine ligament inbalansı çok önemli bir sebebidir)
- Kifoz
- Osteitis Pubis
- Kondromalazi
- Meniskopati
- Tenisçi dirseği (epikondilit)
- Plantar fasitis
- Morton nörinoması
- Ameliyat sonrası geçmeyen kas, eklem ağrıları
- Tetik noktalar
- Fibromiyalji
- Temporomandibuler eklem hipermobilitesi
- Karpal Tünel Sendromu
- Spor yaralamaları
- Perthes hastalığı
- Metatarsalji
- Lumbalji
-
Akupunkturun Etkisi Plesebodan İbaret midir?
Kesinlikle hayır. Plesebo, hastanın haberi olmadan, ilaç yerine ilaç görünümünde başka bir madde aldığı halde hastanın iyileşmesi durumudur.
Aynı şey akupunktur tedavisinde, hastalığın tedavisinde kullanılmayan akupunktur noktalarının iğnelenmesi şeklinde uygulanır. Akupunkturun plesebo etkisi, ilaçların plesebo etkisi kadardır ve % 30 civarındadır. Üstelik ilaçlardaki plesebo etkinlik süre uzadıkça azalır, halbuki uygun tedavide akupunktur tedavi sayısı arttıkça akupunktur etkinliği artar.
Plesebo etkinlik kişinin kendinin tedavi edildiğini düşünmesine bağlıdır, oysa akupunktur tedavisi hayvanlar ve hatta anestezi altındaki hayvanlar üzerinde de uygulanmakta ve olumlu sonuçlar alınmaktadır.
Akupunktur bebek ve küçük çocuklarda da uygulanmaktadır ve bu hasta gruplarında bir plesebo etkinlik olması söz konusu olamaz.
-
Proloterapi Nedir?
Proloterapi: Proliferatif tedavi, rejeneratif enjeksiyon tedavisi veya proliferatif enjeksiyon tedavisi adlarıyla bilinen bir tedavi yöntemidir.
Proliferatif ve irritan solisyonların vücuda enjekte edilmesi esasına dayanır. Enjeksiyonlar, genellikle zedelenmiş, aşınmış, güçleri azalmış tendon ve ligamentlere ve eklemlere yapılır.
Böylece eklem, tendon ve kas ağrıları tedavi edilir. Enjekte edilen proliferatif maddeler eklemde, tendonların kaslarla birleşme noktalarında ve kasların kemiğe yapışma yerlerinde, fibro-osseöz bileşkede (enthesis) inflamatuar bir süreç başlatır.
Bu inflamasyon tamir mekanizmasını tetikler, gerek kıkırdak dokusunda gerekse kollagen fibrillerin oluşmasında ve tamirinde yeni bir süreç başlar. Bu yeniden tamir süreci mikroskobik ve makroskobik olarak gösterilmiş ve bu konuda www. pubmed.com da önemli yayınlar bulunmaktadır. Ortalama üç hafta süren inflamasyon sonucunda hastada klinik düzelme başlar.
Kıkırdak, tendon, eklem, kas sorunlarında sadece ağrının geçmesi değil, klinik tablonun iyileşmesi de sağlanır.